BİRAZ DÖNGÜLER BİRAZ DERTLER

 Fotoğraf: https://www.instagram.com/p/B9WYvadiY9Q/


Belki meseleyi ters tarafından tutup da ters çevirsek düzeltirdik ama öyle olmadı.

Hahah kimse buna şaşırmadı. Çünkü dünya bir yuvarlaktır. Tersini düzünü bulamadan yuvarlanıp gidersiniz.

Zaman zaman boş durmamdan kalan vakitlerde ne kadar da garip bir zamanda yaşıyoruz derim. Kendi kendime bir fikre gelip kafamı kaldırdığımda çarşı pazar yine karışmış olur. Şunu da belirtmek lazım. Bu benim yaşadığım zaman. Daha önce kimse önden gelip benim yerime yaşamadı. Geçmişle bugünü karşılaştırsam da tamamen kafamda oturmuyor. Anlamıyorum. Zaman bu tüm gerçekliğiyle çıplaklığıyla acımasızlığıyla yüzüme vuruyor ama iyi zamanlar var mı? İyi zamanlar neredeler? Kim aldıysa versin, yoksa aklımın almadığı tavırları, üslupları ve kısıtlamaları kabul edemiyorum. Bünyemde inanç ve ilke uğruna barındırdığım her şeyi test edecek bir hayatım da yok. Zaten zamanı gelirse kullanalım diye varlar.

En son Boğaziçi’ne rektör atanması, yorumlar ve o lanet kutuplara giden yorumları görünce çok tanıdık geldi. Bu hikâye her yerde tekrarlamaya başladı ve seçimler buraya getirdi.

Bundan sonra kim devleti koruyacak, kim halkı koruyacak, kim akademiyi koruyacak? Kimi kimden koruyacağız?

Büyük toplumsal ve kurumsal yozlaşmayı, değerlerimizi içimizde dahi ayakta tutamadığımız kimseler olarak yaşayacak mıyız? Bir ara demokrasiye inancımı kaybetmiştim. Çok yavaş ve çözüm üretmediği vs için. Şimdi daha korkunç bir durum var. Demokrasi kisvesinin altından çıkan, zamanın içinde parça parça tanıştığımız, yukarıdan aşağıya otoritenin tamamının aşikâr oluşunu izliyoruz. Tablonun gidişatından hep bir umut beklemek batışı kabullenmemekmiş.

Aslında evet demokrasi yavaşlığı hızlı kararlar almamak için hayatiymiş. Çünkü kurum, toplum ve insan, gücün hiçbir zaman kendinde olduğunu düşünmemeliymiş. Uzlaşma yapacak kadar medeni kalmalıymış. Medyası olacak kadar kalmalıymış. Kalmadık. Bu bitişlerin sonu gelecek, çare gelecekte hiç diyemem. Gelecek nesil yok bitti. Taze bitti, herkes dönüp kendisine baksın.

Gençlere inanlar inanmasınlar. Yok, ben kimsenin umut ettiği kurtarıcı gençlik falan değilim. Bunca zaman elimden geldiğince ilkeli kalmaya çalışmış, vatanına gerçekten faydalı olabilecek işlerin peşine düşmüş, yapabildiğim kadarıyla okumuş, durmuş, konuşmuş biriyim. Okulu 2 kez üstten bir kararla taşınmaya çalışılmış bir öğrenciyim. Okulumu bitirip işini yapamayan bir insanım. Mesleğimi anlamayan, temel hakları bile sağlamayan işverenlerle muhatabım. Okulda öğrendiklerini hayatta test edemeyenim. Ben uğraşan ama hayat sahnesinde yerimi bulma şansına bile erişemeyenim. Yani ben gelecek olamam ve şimdi de değilim.

Çok güzel insanlar var ve benim tek tutunduğum da o insanların yerlerinde müşterek olması. Hayata dair umutlarımı dini inancıma, aileme ve arkadaşlarıma borçluyum. Benim ülkeme ve insanıma güvenim var ama hüzünlü bir inanç. Çünkü insan olarak kalmak her gün daha zor olacak. Bu dünyada cennet yok. İmtihan ağır yerden geldi, her zamana geldiği gibi. O yüzden çok da kendime acımayıp iyiye tutunmaya, iyi kalmaya, iyi çalışmaya ve iyi iş yapmaya devam etmeyi deniyorum. Çokça pes ediyorum, bu düşünceleri unutmak istiyorum, tekrara düşüyorum. Bu döngü çok yorucu, çok zorlayıcı ama kimse kolay olacak bu dünya demedi. Vesselam.


Yorumlar

Popüler Yayınlar