ORMAN YOLU İHALESİ
Ben ne istiyorum bilmek zorunda mıyım? Sitemim, öfkem var gecikmeye,
cesaretsizliğe, açık olmamaya, kendini ifade etmemeye oysa ben ne kadar
yapabiliyorum? Ben miyim cesaretli, ben miyim korkmayan, kendini güzelce
anlatan, üslubunu oturtmuş, yol yordam bilen? Ben de öğreniyorum niye bir
başkasından bunları bekliyorum?
Her şey yaşanmış olmuş gibi yorgunum. Yaşamadığım her şeyin duygusunu hissetmek beni olduğum yaşın ilerisine götürdü.
Doğum günüme 5 gün
kaldı. 24 oluyorum ey dünya ve bu seni hiç ilgilendirmiyor. Geçen yıl kendime
söz verdim. Artık çok da önemsemeyecektim. Geçen yıl önemliydi 23, bu yıl 24
ağır geliyor yine önemli ama önemsiz gibi davranıyorum. Ömür var mı bilmiyorum,
yaşanacak her ne varsa benim detaylara takılmamdan daha farklı yaşanacak. Her şey
O’nun elinde. Bana düşen sadece seçmek ve istemek. Ben onda bile çuvallıyorum.
Yazının tam burasında cümleye büyük harfle başlamak zorunda
olmaktan da yoruldum. ref-i dûn olup reddetmek vardı, ben bunu başkasına nasıl kaptırdım? Başka bir yazar daha vardı geçmişte ve inatla hep küçük harflerle yazmış. O zaman
ÖSYM’ye soru yazacak konu azalırdı. Kızdığımız ülkelere
insanlara yaptığımız küçümseme belli olmazdı ve sıra diğer kuralları reddetmeye
gelirdi.
Ciddiyetimi kaybetmek çizgisinden atların koştuğu ormana yol
inşası yapıyorum. İhale açılmıştır. Asfalt yerine çim ekmeyi çiçek dikmeyi
pamuk şeker otomatları koymayı düşünmüş kişiye ihaleyi bırakacağım ama şartları
açıklamayacağım. Gelsin herkes hayalindeki yolu anlatsın. Dinlemesi çok sıkıcı
olacak, derhal zihin okuma bulunsun. Tahtımı tacımı bıraktım atları düşünüyorum
şurada.
Madem çuvallıyorum tam olsun. Bir işi de hakkıyla ve
başarıyla yapmanın gururunu taşıyayım. Birazda evin köşesindeki koltukta oturup
yeşil hayal edeyim. Romantiklikler savurmaya malzeme nereden çıkar yoksa? Türk
solu gibi birazda eskileri güzelleyeyim. Hemen şimdi az biraz okuduklarımı sağa
sola satayım ve sonuna da içimde kalmış duygu sömürülerini katayım.
Ay kimsenin umurunda değilim kimse de tam umurumda değil. Az
öteye taşıdım herkesi ben sabit kaldım. Herkesi yerinde bırakıp kendim gitmeyi
öncesinde düşünemedim sonradan aklıma geldi. Sonradan gelen fikirle bel
doğrulmuyor. Rahat bozulmuş, kalpler kırılmış, geldiğin yaşa kadar edindiğin
bilgilere sımsıkı sarılıp inatçı ve huysuz yaşamaya başlıyorsun. Sonra niye atlar
ormana giderken ihale açıldı, bu yüzden işte onlar da senden kaçacak yol arıyor.
Tecrübelerle sabitleşen,
kulpu her havaya göre değişik monte edilebilen hayatın kapısını öyle bir
çakıyorsun ki sen gidemiyorsun atlar gidiyor. Güzel insanlar nerede bilmiyorum.
Ben güzel insan olamadıktan sonra gitmiş olanın bana faydası ne? İsimleri kapıda
geçmiyor kendini kapıya koyduğunda sana kapısını açan olmuyor. Sonra bencil
toy bir genç olarak kalıyorsun.
Tersten tersten konuşup asap bozanları tanımıyorum ben, bir
kendimi yakinen biliyorum gerisini de Allah'ın kulu biliyorum. Ahtan atılan
okun yarasından korkuyorum. Gücenmiş kalbi sen mutmain et Allah'ım benim yıkmaya
gücüm çok, yapmaya hiçbir vasfım yok. Eskiden konuşabilirdim şimdi lafta bitti. Eve
açılmayan kapımın önünde oturdum yola bakıyorum. Yol bana bakıyor yüreğim
hopluyor, kaçasım geliyor ona. Çaktığım kapıyı düşünmeden tanıdığım insanları
unutmaya yeltenerek revan olmayı istiyorum.
Haydi gidelim kapıcım. Seni kitleyip gideyim seninle evim
eşikten ibaret. Ne sığıyorum ne de eve girebiliyorum ne de seni
bırakabiliyorum. Madem öyle ayna takalım. Şimdi merhaba ben, güle güle kapıcım.


Yorumlar
Yorum Gönder