ORMAN YOLU İHALESİ


2 dakika vicdan muhakemesi yapayım dedim yük oturdu tam içime. Ne yazılır ki bu konuda, bilmeden ilerliyorum. Kendimi bomboş hissettiğim bilmediğim bir hale düştüm. İstişare olmadan olmaz, yeterli yapmadım ve içimde vicdani bir yük oldu. Kızgınım ama neye? Bendeki bakış açısına, sinirlendiğim şeylerin hakikat olmamasına, hikmetle hareket etmemeğe.

 

Ben ne istiyorum bilmek zorunda mıyım? Sitemim, öfkem var gecikmeye, cesaretsizliğe, açık olmamaya, kendini ifade etmemeye oysa ben ne kadar yapabiliyorum? Ben miyim cesaretli, ben miyim korkmayan, kendini güzelce anlatan, üslubunu oturtmuş, yol yordam bilen? Ben de öğreniyorum niye bir başkasından bunları bekliyorum?

 

Her şey yaşanmış olmuş gibi yorgunum. Yaşamadığım her şeyin duygusunu hissetmek beni olduğum yaşın ilerisine götürdü. 


Doğum günüme 5 gün kaldı. 24 oluyorum ey dünya ve bu seni hiç ilgilendirmiyor. Geçen yıl kendime söz verdim. Artık çok da önemsemeyecektim. Geçen yıl önemliydi 23, bu yıl 24 ağır geliyor yine önemli ama önemsiz gibi davranıyorum. Ömür var mı bilmiyorum, yaşanacak her ne varsa benim detaylara takılmamdan daha farklı yaşanacak. Her şey O’nun elinde. Bana düşen sadece seçmek ve istemek. Ben onda bile çuvallıyorum.

 

Yazının tam burasında cümleye büyük harfle başlamak zorunda olmaktan da yoruldum. ref-i dûn olup reddetmek vardı, ben bunu başkasına nasıl kaptırdım? Başka bir yazar daha vardı geçmişte ve inatla hep küçük harflerle yazmış. O zaman ÖSYM’ye soru yazacak konu azalırdı. Kızdığımız ülkelere insanlara yaptığımız küçümseme belli olmazdı ve sıra diğer kuralları reddetmeye gelirdi.

 

Ciddiyetimi kaybetmek çizgisinden atların koştuğu ormana yol inşası yapıyorum. İhale açılmıştır. Asfalt yerine çim ekmeyi çiçek dikmeyi pamuk şeker otomatları koymayı düşünmüş kişiye ihaleyi bırakacağım ama şartları açıklamayacağım. Gelsin herkes hayalindeki yolu anlatsın. Dinlemesi çok sıkıcı olacak, derhal zihin okuma bulunsun. Tahtımı tacımı bıraktım atları düşünüyorum şurada.

 

Madem çuvallıyorum tam olsun. Bir işi de hakkıyla ve başarıyla yapmanın gururunu taşıyayım. Birazda evin köşesindeki koltukta oturup yeşil hayal edeyim. Romantiklikler savurmaya malzeme nereden çıkar yoksa? Türk solu gibi birazda eskileri güzelleyeyim. Hemen şimdi az biraz okuduklarımı sağa sola satayım ve sonuna da içimde kalmış duygu sömürülerini katayım.

 

Ay kimsenin umurunda değilim kimse de tam umurumda değil. Az öteye taşıdım herkesi ben sabit kaldım. Herkesi yerinde bırakıp kendim gitmeyi öncesinde düşünemedim sonradan aklıma geldi. Sonradan gelen fikirle bel doğrulmuyor. Rahat bozulmuş, kalpler kırılmış, geldiğin yaşa kadar edindiğin bilgilere sımsıkı sarılıp inatçı ve huysuz yaşamaya başlıyorsun. Sonra niye atlar ormana giderken ihale açıldı, bu yüzden işte onlar da senden kaçacak yol arıyor.

 

 Tecrübelerle sabitleşen, kulpu her havaya göre değişik monte edilebilen hayatın kapısını öyle bir çakıyorsun ki sen gidemiyorsun atlar gidiyor. Güzel insanlar nerede bilmiyorum. Ben güzel insan olamadıktan sonra gitmiş olanın bana faydası ne? İsimleri kapıda geçmiyor kendini kapıya koyduğunda sana kapısını açan olmuyor. Sonra bencil toy bir genç olarak kalıyorsun.

 

Tersten tersten konuşup asap bozanları tanımıyorum ben, bir kendimi yakinen biliyorum gerisini de Allah'ın kulu biliyorum. Ahtan atılan okun yarasından korkuyorum. Gücenmiş kalbi sen mutmain et Allah'ım benim yıkmaya gücüm çok, yapmaya hiçbir vasfım yok. Eskiden konuşabilirdim şimdi lafta bitti. Eve açılmayan kapımın önünde oturdum yola bakıyorum. Yol bana bakıyor yüreğim hopluyor, kaçasım geliyor ona. Çaktığım kapıyı düşünmeden tanıdığım insanları unutmaya yeltenerek revan olmayı istiyorum.

 

Haydi gidelim kapıcım. Seni kitleyip gideyim seninle evim eşikten ibaret. Ne sığıyorum ne de eve girebiliyorum ne de seni bırakabiliyorum. Madem öyle ayna takalım. Şimdi merhaba ben, güle güle kapıcım.


Yorumlar

Popüler Yayınlar