MİSİLLEME İÇGÜDÜSÜ


İnsan şaşırma halini kaybettikçe hayata dair yaşama isteği azalıyor sanki. Eksik olan o tatlı telaş, güzel anları beklerken atan kalp, nefes nefese kalış, hafif kızaran yanaklar azaldıkça bir sis çöküyor ruha. Rutinler, çemberler, miskinlik bulutları yağmur olup dökülüyor. Hiç bilmediğin sokaklara dalıp hissetmek istiyorsun o kalp atışını. Soğuktan donan elini hissizlik belasıyla ateşlere sokuyorsun. İnsan kendine gelmiyor. İnsan dünyaya karıştıkça gidiyor, öyle bir gidiyor ki. Gittiği yer sanki ufuk çizgisi. Okyanuslar aşsanda ulaşamıyorsun. Kırık aynalardan seyredilen akisler bulanık. Değişiyorsun. Güvendiğin dağlar yine ve tekrarla kaderin hükmüdür! mührüyle yıkılıyor. İnsanın hamallığı hani mukaddes yükleydi Sakarya? Bu bizim yükümüz ne mukaddes ne mübarek. Biz bunca taşı nerden topladık, bunca nursuz çamura nereden bulandık? Bir yazmaya başlayınca sorular bitmiyor Lavinya.

İnsanın yazmasını sağlayan gönül dostlarına, güzel kalemlere bir bir selam olsun. Yüreğinizin yanına baş dönmesi durduran kasımpatılar bırakılsın. Sizin yazılarınız beni gayrete getiriyor. Uyandığım kelimelere bir nefes veriyor. Onları hiç ummadığım kutulardan raflara dizerken buluverdim kendimi. Bana kuru kalabalıktan, konuşmalardan her şeyin canlı ve bana ait olduğu bahçeleri hatırlattı. Kendimi ağırladığım, küçük de olsa benim olan yuvanın hayalini canlandırdı.


Bu not bir misilleme sayılmaz. Güzel yazılara ve sahiplerine bitmeyecek hayranlığım bu yazıyı yazmama vesile oldu. Missilleme içgüdüsü bu yazının hem en zayıf yanı, içinde olan en kötü niyettir. Affa ihtiyacı var mı, orası suç sayanların terzisine kalmış. Yazının güçlü yanından o en iyi yanından tutuyorum, tutunuyorum.


Uç salıncak göklere. Orada yüzümüze şiddetle çarpan hayata karşı dirençlerimiz var. Orada morları öpen bulutlar var. Uç salıncak göklere!

Yorumlar

Popüler Yayınlar