E S
BİR SABAH
GELECEK KARDAN AYDINLIK! Öyle inandım öyle olacak inşallah. Yine dibe dibe
koşmaktan yorgunum. Uykusuz gecelerden de uykusuzum ve inanır mısın yastığa
başıma koysam uyuyup kalacağım. Hangi yarın düzgün ve annemi kendimi mutlu
edecek işler yapacağım? Bu sorudan yıldım. Kendim kendimi yıpratıyorum. Dolup dolup
susuyorum. Yazmaya fırsat olmuyor. Yalan. Çok fazla istemiyorum. Deftersiz geziyorum.
Ne ayıp. Twitter? Yürü git işine be kardeşim. Yazmak o mu?
İnsanlar diyordum.
Her açıkça yazamadığım karakter için kullandığım bir kaçış kelimesi kendisi. Okumaya,
yazmaya, biriktirmeye, hayattan fotoğraflar çekmeye uzak biriyim. Boş gezenden
beter yani. Kuma gömülü kafayım. Bolca şikayet. Elimde bir sigara eksik. Anlamaya
bile çalışmıyorum.
Zamanlar geçmiş
ve hepsi ağır bir yükmüş hepsi de sırtımdan yüzüme kalbime izler bırakıp gitmiş
gibi üzerimde bir yorgunluk var. Kapı çalacak ve elimde dumanı tüten çayı
masaya bırakıp kapıyı açmak istiyorum. Evim yok. Öyküm yok. Öznem yok. Sadece puslu
şeyler. Elimkolum gayet özgür. Düşüncelerim dostum, düşüncelerim.
Tamamen marmelat
yapılmış ve tadı güzel de değil. Kahvaltılık olamayacak kadar, simite
yakışmayacak kadar kötü yani. Hayallerim
hepsinde sallantılar, depremler, kusmalar var. Ufuklara, uzaklara sanki bir
şeyler olmuş. Denize bakmıyorum. Kaç gün oldu bilmiyorum denize bakamıyorum. Göz
göze gelemiyorum kimseyle. Telefondan aniden cevabı gelecek mesajlara
bakamıyorum. Geçmeme yarayacak bana yüksek puanlar aldıracak yazılar, not
destelerini ne okuyorum ne de buruşturup atabiliyorum. Dostum ben çok fena
çuvallıyorum.
Gülüyorum yine
elimde bir şeyler var. Etrafımdan insanlar geçiyor. Bir sol ayağıma bir sağ
ayağıma ağırlığımı veriyorum. Atkımı boynuma dolamak refleks haline gelmiş. Sürekli
çözülüyor çünkü. Bir yağmur suyu birikintisine tam şehrin silueti yerinden
basıyorum. Sıçrıyor şehir! Kent yine bana kalıyor. Kent beni hem seviyor hem de
sevmiyor. Enseme giren soğuk kirpiklerimde kayboluyor. O da kahverengi gözlere
aşık.
Benim gözlerime bakan insanlar harabelerle yüz yüze kalırlar. Gözlerim bozuktur ve gerçekleri olduğundan da bozuk anlatır.
Benim gözlerime bakan insanlar harabelerle yüz yüze kalırlar. Gözlerim bozuktur ve gerçekleri olduğundan da bozuk anlatır.
Ben dönüyorum dönüyorum ama sanki sadece sabit
olan nokta benim. Geri kalan her şey bir yoğunlukta akıp gidiyor. Sıcak havalar
aklıma gelmiyor. Eski montum ve ben hep beraberiz. Erkekler ve kadınlar hep
beraber. Birbirlerinden uzaklar dağlar hiç görmediğim dağlar kadar uzaklar.
Biliyor musun
dostum annem beni görse sabit kalmama ve etrafın akmasına izin vermezdi. Beni de
tam ortasına atardı akan her ne ise. Anneler çocuklarının geri kalmasını
istemezler. Babaların erkek halinden nefret ediyorum. Babamla kavgalarım
bitmiyor. İki tarafın bağırdığı türden değiller. Birinin sadece bir sayfaya yazmasıyla
sürmeyen, gitmeyen şeyler. Ona en çok ihtiyaç duyduğum yerimden ince bir ipliğim.
Onu kelimelerle cezalandırıyorum. Ha ha tabii ki haberi yok.
Benden kimsenin
haberi yok öylece yatıp duran kedi. Hadi tısla ve git. Benden kimin haberi var?
Bir Allah. Başkasına lüzum olduğundan değil sadece aranızda artık daha sessiz konuşuyorum.
O kadar sessiz ki kendim bile es geçiyorum fısıltıları. E S

Yorumlar
Yorum Gönder